24 Aralık 2017 Pazar

ASTROLOJİK ZAMAN DÖNGÜLERİ-1

 18 Aralık’ta İstanbul saati ile 9.30’da 26 derece Yay Burcu’nda bir yeni ay yaşadık. Bu derece Samanyolu’nun etrafında döndüğü bir karadelikte yeni ay olduğunu gösteriyor. Buranın, sistemimize açılan bilgelik kapısı olduğuna, ilahi bilgeliğin sisteme buradan yüklendiğine inanılır. 
    
          

                     

Yeni aydan saatler sonra Ay- Saturn kavuşumu yaşayacağız. 21 Aralık günü bu kez Güneş Satürn kavuşacak. 25 Aralık sabahı Venüs- Satürn kavuşumu yaşayacağız. 13 Ocak günü Merkür ile Saturn kavuşumu yaşanacak.

Yay Burcu’nun içsel gezegenleri ağırladığı ve Satürn ile Güneş’i Kış Gün dönümünde Oğlak Burcu’na doğru uğurladığı bu çok çok ender görülen gökyüzü olayının bir sonraki benzeri 2168 yılına dek yaşanmayacak.

Dolayısı ile 2017’yi uğurlarken yaşadığımız bugünlerin insanlık açısından bir MİLAT kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum. MİLAT enerjilerini yaratan Sistem, adeta insanlık realitesini yükseltmek, bilgeliğini arttırmak için ( uzun bir süreliğine) son ve yoğun bir etki altına alıyor bizleri.

Sembollerle çalışan sistemin eş zamanlılığını kavramak ve neden MİLAT dediğimi biraz daha açmak için aşağıda yazacağım 3 benzerliği de bilmeliyiz.

Yay Burcu’nda iç gezegenler toplandı, Satürn son dereceleri yaşıyor, bir yeni ay oldu ve Kış Gündönümü’nde Satürn ve Güneş cesaret, irade, sabır, odaklanma, hedefe ulaşma isteği ile dolu olan OĞLAK Burcu’na geçiyor.

 2164 ‘de de tüm iç gezegenler ( bu kez Mars’ta katılıyor bu zirveye)  Yay Burcu’nda toplanıyor. 14 Aralık 2164’ de yeni ay oluşuyor. Ve aynı bugünlerde yaşadığımız sürece benzer gelişiyor olaylar.

1929’da Yay Burcu’ndan Oğlak Burcu’na doğru geçişte yine aynı döngülerden geçmişti sistemimiz.

Her 3 benzerlikten sonraki 1 ile 3 yıl sonraki süreçte bu kez sistemin iki büyük katalizörü Jüpiter ve Plüton kavuşumları yaşanmış/ yaşanacak.

Bu süreçlerin her biri kendi özüne uygun enerjilerle sistemin tazeleme düğmesine basıyor. Gelen enerjilere uyum sağlayan insanlık kısa bir süre sonra ilahi yardımın büyük eli Jüpiter ve dönüşüm gücü boyunu aşan Plüton kavuşumları ile döngü yaratıyor. Bizler, alemler içindeki alemde, döngüler içindeki döngüde bir üst seviyeye çıkma hedefi ile oluşturulan koşullarda yaşıyoruz.

Bu son döngü için ;
27 derece Yay ve 3 derece Oğlak arasında iç gezegenleri( Ay, Güneş, Merkür, Venüs, Mars) ve hassas noktaları ( ASC- MC- IC- DC) bulunanlar ( Ay, Güneş, ASC, Merkür, Venüs, Mars ) bulunanlar hak edişlerine uygun tezahürler yaşayacaklar.
İnsanların gerçekleri ile ve şeref duyguları ile yüzleştikleri dönem. İstikrarsızlık, yanlış adımlar, ideallerden ödün verme gibi konularda insanlık bir kavşakta. Dönebilmesi için yeşil yanması gerekmektedir. Yeşilin yanmasında karar sahibi olan sistem, değişim için en güçlü enerjisini yolladığını fark etmemizi istiyor adeta. İç içe yaşanan büyük döngülerin ilk işareti FARKINDALIK.

Herkese, büyük planı fark edeceğimiz, enerjilere uygun yaşayacağımız günler için Oğlak azminde bir sıçrama diliyorum.

18 Aralık 2017 Pazartesi

MİLAT

Bugün 18 Aralık’ta İstanbul saati ile 9.30’da 26 derece Yay Burcu’nda bir yeni ay yaşadık. Bu derece Samanyolu’nun etrafında döndüğü bir karadelikte yeni ay olduğunu gösteriyor. Buranın, sistemimize açılan bilgelik kapısı olduğuna inanılır. İlahi bilginin geldiği yerdir.
                      

Yeni aydan saatler sonra Ay ve ardından sırası ile Güneş, Venüs ve Merkür  Satürn ile kavuşuyor.

Yay Burcu’nun içsel gezegenleri ağırladığı ve Satürn ile Güneş’i Kış Gündönümünde Oğlak Burcu’na doğru uğurladığı bu çok çok ender görülen gökyüzü olayının bir sonraki benzeri  2164 yılına dek yaşanmayacak.
Dolayısı ile 2017’yi uğurlarken yaşadığımız bugünlerin insanlık açısından bir MİLAT kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum. MİLAT enerjilerini yaratan Sistem, adeta insanlık realitesini yükseltmek, bilgeliğini arttırmak için ( uzun bir süreliğine) son ve yoğun bir etki altına alıyor bizleri.

Sembollerle çalışan sistemin eşzamanlılığını kavramak ve neden MİLAT dediğimi biraz daha açmak için aşağıda yazacağım iki benzerliği de bilmeliyiz.

Yay Burcu’nda iç gezegenler toplandı, Satürn son dereceleri yaşıyor, bir yeni ay oldu ve Kış Gündönümü’nde Satürn ve Güneş cesaret, irade, sabır, odaklanma, hedefe ulaşma isteği ile dolu olan OĞLAK Burcu’na geçiyor.
 2164 ‘de de tüm iç gezegenler ( bu kez Mars’ta katılıyor bu zirveye)  Yay Burcu’nda toplanıyor. 14 Aralık 2164 de yeni ay oluşuyor. Ve aynı bugünlerde yaşadığımız sürece benzer gelişiyor olaylar.

27 derece Yay ve 3 derece Oğlak arasında iç gezegenleri( Ay, Güneş, Merkür, Venüs, Mars) ve hassas noktaları ( ASC- MC- IC- DC) bulunanlar  hak edişlerine uygun tezahürler yaşayacaklar.

İnsanların gerçekleri ile ve şeref duyguları ile yüzleştikleri dönem. İstikrarsızlık, yanlış adımlar, ideallerden ödün verme gibi konularda insanlık bir kavşakta. Dönebilmesi için yeşil yanması gerekmektedir. Yeşilin yanmasında karar sahibi olan sistem, değişim için en güçlü enerjisini yolladığını fark etmemizi istiyor adeta. İç içe yaşanan büyük döngülerin ilk işareti FARKINDALIK.

Herkesin hayatında Oğlak azminde bir sıçrama diliyorum.

15 Aralık 2017 Cuma

TUTULMA BURCU BOĞA OLANLAR İÇİN 2018 YORUMU

Tutulma Burcu Boğa Olan Sevgili Astroloji Severler, 

Eğer tutulma burcunuzu bilmiyorsanız annenizin karnında iken yaşadığınız son güneş tutulmasını bilmiyorsanız öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Yeni yılın ilk ayı sizin ilişkileriniz, ikili ortaklıklarınız konusunda şanslı olduğunuz bir süreç.
Sosyal çevreniz, ortak hedef güttüğünüz çevreniz ile ilgili yanılgılar yaşamamaya dikkat edin. Vizyonunuzu, hayallerinizi, gelecek planlarınızı iyi yönetmeniz gerekmektedir. 

Yurt dışı, yabancı dil, basın yayın, hukuk konularında dönüşümler konusunda hayat sizi destekliyor. Evren, bu yıl ve devam eden 2.5 yıl boyunca
sizden yabancı bir dil öğrenmenizi, yabancı kültürleri öğrenmenizi ve bunları gündelik hayatınıza adapte etmenizi istiyor. 

Hayatınız bu yıl boyunca kökleriniz, derin benliğiniz ve iş hayatınız konularında hayat sizi sınava tabii tutabilir. Özellikle kökleriniz ve içinizdeki öz ile derin bağlantı kurabilirsiniz. 

Yaklaşık 7 yıldır kendinizi aşmak konusunda yeni bir yol bulmanız için alışılmışın dışına çıkıyor olabilirsiniz. 2018'in ikinci yarısından itibaren etkin görünümünüz, dış dünyaya göstermiş olduğunuz tarzınız ile ilgili değişimler başlayabilir. Bunun uzun sürece yayılacağını söyleyebiliriz.

2018   yılında 3 Güneş, 2 Ay Tutulması yaşanacak. İş değişikliği fırsatları, işiniz ile ilgili esnek planlar, hayalinizdeki işe doğru bir kanal bularak akmanız mümkün. 

Ağustos- Eylül arasında öfke kontrolünü iyi öğrenmeniz gereken bir süreç. Geçmişten karşınıza çıkacak olaylar karşısında kabullenmeyi içselleştirmeniz gerekir. 

Ekim- Kasım ayları arasına sevgi, ilişkiler, konfor konularında eskiden kalan ve temizlenmesi gereken ne varsa bunu temizleyebilirsiniz. Sizin için adeta zaman bükülecek, geçmişinizden gelen konular kapınızı çalacaktır.



12 Aralık 2017 Salı

18 Aralık Yay Burcu’nda Yeni Ay


18 Aralık günü İstanbul saatine göre 09.30’da 26 derece Yay Burcu’nda Ay ve Güneş’in bir araya geldikleri bir yeni ay yaşanacak.
Yeni Ay Satürn ile yakın kavuşumda gerçekleşiyor, anın haritasında yükselen Oğlak Burcu. Bu yeni ay Uranüs’ten akıcı bir enerji alırken, yaralı şifacı Chiron ile aralarında motivasyon açısı var.
Yeni Ay ile birlikte gündemimize oturan konular;
Gerçeklik arayışı, huzur, seyahat, özgürlük, macera, yasal konular ve iyimserlik söz konusu olduğunda Yay Yeni Ayları destekleyicidir. Yapılacak başlangıçların sonucu Haziran başında almamız mümkün olduğundan planınızı ve niyetlerinizi buna göre yapmanızı öneririm.
Bu ayın Güneş ve Ay kavuşumlarında dikkatsizliğimizi iyi yönetmeli aynı zamanda gerek harcamalarımız gerek verdiğimiz sözler ve planlamalarımızda aşırılıklardan kaçınmalıyız. Bu tür alışkanlıkları olanlar için farkındalıklarını yükseltme zamanları.

Yeni Ay oluştuktan sonra Ay, Güneş’ten aldığı ışığı 6 saat sonra Satürn’e taşıyacak. Aynı gün içinde, Yay Burcu’nun 29 derecesinde yaşayacağımız Ay ve Satürn kavuşumunun tekrarı yaklaşık 29 yıl sonra olacak. Dolayısı ile bu kavuşuma sıradan bir Gökyüzü olarak bakamayız.
Yeni Ay’dan 2 gün sonra 2,5 yıl kalmak üzere Oğlak Burcu’na geçen Satürn’e Ay’ın iyimserlik, neşe, ümitler ve anlam arama enerjilerini yoğun bir şekilde sunacağını düşünüyorum. Bence, ciddi, soğuk ve eski enerjiler için Uranüs’ün desteğinin yanında bu yoğun enerjilerin de dönüştürücü olması söz konusu. 2018 yılı Kış Ayları, eski ile yeni arasındaki köprülerin atıldığı bir kış ayı olabilir.
Vedik Astrolojisi’ne göre KALA SARPA YOGA şemsiye altında gerçekleşecek bir yeni ay. Güneş ve Ay Gandanta’da. Mars, anın haritasında tepe noktası ile kavuşum gerçekleştiriyor. Bu yeni ayda, Uluslararası ilişkiler, yargı süreçleri ve sınır bütünlüklerini konuşuyor olacağız.
Ülkemizin doğum haritasında bulunan Güneşi ile anın haritasında MARS kavuşumu bulunmaktadır. Eğlence yerleri, çocuklar ve gençler bu tarihte dikkatli olunması gereken konular arasındadır.
Herkese farkındalığı yüksek bir yeni ay dilerim.

11 Aralık 2017 Pazartesi

TUTULMA BURCU KOÇ OLANLAR İÇİN 2018 YORUMU


Sevgili Tutulması Koç Burcu Olan Astroloji Severler,
Tutulma yöneticiniz Mars, yılın başında sizin 8.evinizi ziyaret edecek. Sizin, korku, harekete geçememe ve endişelerinizi gösterir bu yerleşim. Şansın, bolluğun ve ilahi korumanın gezegeni JÜPİTER, yeni yıldan kısa bir süre önce girdiği Akrep Burcu etkisi ile sigorta, maliye vb. konularında eğer borçlu iseniz hemen ödeme planını gündeme almanızı önerebilir. 8 Kasım 2018’den sonra burç değiştirerek yabancı kültürler ve yabancı dil eğitimi ile üst düzey felsefi bilginizi arttırabilir. Bu kombinasyon 12 ile 24 yıl arasında bir olur. O yüzden yılın ilk bir ayı gündem para olabilir. Kredi almak için uygun ancak Uranüs devrede. Hedef odaklı bir bütçe yönetmenizde fayda var.
27 Temmuz günü Kova Burcu’nda yaşanacak olan Ay Tutulması’na Mars eşlik ediyor. Kova Burcu’nda ve Retro yani geri harekette bulunan Mars Koç Burcu’na ılımlı bir açı yapıyor. Duygu dönüşümleriniz keskin olaylar sonucu olabilir.
20 Aralık 2017’den itibaren Satürn Oğlak Burcu’na geçecek. İş ve kariyer hayatınızda gerçeklerin duvarı ile karşı karşıya kalacağınız 2,5 yıllık bir dönem sizi bekliyor. Ayakları yere sağlam basan, çaba sarfedilmiş ve emek verilmiş olan işlerinizden kalıcı bir sonuç almanız mümkün.
1984 -1998 yılları arasında doğan ve tutulması Koç olan tüm arkadaşlarımızın hayallerinin gerçeklerle yüz yüze geleceği bir süreç var. Bu süreç içerisinde esnek planlar ve kararlılık sizler için önemli olacaktır.
Tutulma Yöneticiniz olan Mars, bu yıl içerisinde Koç burcunu ziyaret etmeyecek. 2018 sahneyi 2019’a devrettikten birkaç saat sonra Mars Koç Burcu’na girecek. Bir yıl içerisinde planlarını yapan ve cesaretle öne atılmaya hazır Koçlara desteğini o zaman sunmaya başlayacak.
17 Ocak günü Oğlak Burcu’nda yaşanacak olan Yeni Ay iş ve kariyer ile ilgili konularda yeni başlangıçlar yapmanızı destekleyecektir. Bu süre içinde BOL KAZANÇlı bir iş için ön hazırlıklarınızı tamamlamanız yerinde olur. Astroloji zamanın kalitesini sunar, önceden bilmek ise sizi sürece hazırlar.
Yıl boyunca başkalarının parası, dış ülke seyahatleri, kariyer , arkadaşlık ve derin dönüşüm konularında hareketlilik yaşayacaksınız. Ancak, umutlarınız, sosyal çevreniz ve arkadaşlık konularında geçmişten gelen benzer temalardaki yaşanmışlıkların temize çekilmesi için Evren size fırsat sunacak.
7 yıldır çevrenizin sizi nasıl tanıdığı konusunda ani ve şok edici kararlara imza atmanıza neden olan Uranüs 2018’in Mayıs ayından itibaren para ve değerler evinizi ziyaret edecek. Yılın ilk ayındaki bütçenizi iyi yönetin uyarısı bundan sonraki 7 yıl için geçerli. Sevgili Koçlar, siz öz değerin hakkını en iyi veren burçlardan birisiniz. Bu konuda yeni ve devrimci bir bakış açısı ile para kazanma konusunda atılımda bulunmalısınız. Yeni ve eylemci bir enerji sabitlerin en sabiti olan Boğa Takımyıldızı’nın önünden geçerken size değerinizi fark etmeniz ve para kazanmanız için sıradışı fikirler getirecektir. Öncülerin en öncüsü olan burcunuz, istikrarın yıkılarak yeni bir dengeye oturtulması konusunda da hem iç dünyanıza hem de çevrenize yine öncülük edecektir.
Zodyağın öncü gücü Koç Tutulması altında doğanlara Evrenin onlardan ne istediğinin farkında oldukları bir 2018 yılı dilerim.

Not: Tutulma Burcunu bilmeyenler için bağlantı burada.

TUTULMA BURCU ASLAN OLANLAR İÇİN 2018 YORUMU;



Genel bir bilgi olarak, anne karnında iken yaşadığınız son Güneş Tutulmasının ruhunuzun bedenlenmesi olarak değerlendirildiğini varsayarak haritanızın 2018 yılında alacağı etkileri buna göre değerlendirmekteyim. Eğer tutulma burcunu bilmiyorsanız, bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Tutulma Burcu Aslan Olan Sevgili Astroloji severler;

15 Mayıs 2018 sizin iş ve kariyer hayatınız ile ilgili yeni başlangıçlara doğru ilerlediğiniz bir dönemin başlangıcı. Bu tarihe kadar sizler, kendi kariyer planlarınızı netleştirmek, organize etmek konularında Satürn’den de alacağınız destek ile ön hazırlığı bitirmiş olmalısınız.

Bu yıl boyunca sizin enerji alacağınız konular sırasıyla;  derin benliğiniz, kökleriniz, eğlence, tatil, iş hayatınız, ikili ilişkileriniz ve kredi, maliye konularınız olacaktır. Her bir alanda tek tek harekete geçmek için kararlar alacağınız süreçler yaşayabilirsiniz. Ağustos ve Eylül ayları arasında öfke, gerginlik konularında bir sorun yaşamamak için içinize dönmenizi ve sizin için en sakin kalacağınız yöntemi tercih etmenizi önerebilirim.

Etkin görünümünüz ve ikili ilişkiniz yılın fonunu oluşturacak. Burada yaşayacağınız 2 ay ve 2 güneş tutulması var. Bu konular dâhilinde duygusal bir değişim yaşamanız ve yeni, kalıcı kararlar almanız açısından destekleneceksiniz. İhtiyacınız olmayanları sonlandırmak, yeniye yer açmak için yukarıda bahsettiğim konularda bir destekleneceksiniz.
Temmuz ayı, sabır ve olgunluk göstererek bilinçaltını sağaltanlarınız için geri dönüşümler almaya başladığınız bir süreç olacaktır.

7 yıldır,  sizi yabancı dil ve kültürler, medya, basın, yayın konularında özgürlükçü ve reformist kararlar aldıran ve cesur olanlarınızı uygulatan Uranüs yılın ikinci yarısından itibaren iş ve kariyer evinizi etkileyecek. Burada uzun süre kalacak olduğundan etkisini uzun yıllara yayılmış halde hissedebilirsiniz.

Satürn, 2,5 yıl boyunca sizin toplum önünde hizmet verdiğiniz yönünüzü gerçekçi bir biçimle organize etmenize dair destek verecek. Eğer, ertelemeyen, harekete geçmekten kaçınmayan biri iseniz Satürn’ün desteğini alabilirsiniz. Burada önemli ya da gerekli konuları gündeme alıp, gereksizleri bertaraf edeceği bir gerçeklik duvarı ile başbaşa kalabilirsiniz.

Yılın ilk 10 ayı boyunca kök aileniz, derin benliğiniz konusunda şanslısınız. Aileniz tarafından desteklenebilirsiniz. Ayrıca sizin içinizdeki derin benliğinizle bağlantı kurmanız, özünüz ile bir olabilmeniz açısından da aynı şans devam edecek.

Hayatınıza reformlar katacak olan Uranüs gezegeni yılın ikinci yarısından itibaren iş ve kariyeriniz ile ilgili farklı bir para kazanma yolunun mümkün olduğunu anlatacak. Bunu denemeniz için 7 yıl kadar destekleneceksiniz. 

10 Aralık 2017 Pazar

TUTULMA BURCUNUZUN LİSTESİ

Doğum tarihinizden itibaren geriye gittiğiniz zaman anne karnında iken en son Güneş Tutulmasının hangi burçta gerçekleştiğini bulabilirsiniz.
1950 * 18 MART - BALIK * 12 EYLÜL - BAŞAK * 7 MART 1951 - BALIK * 1 EYLÜL 1951 - BAŞAK * 25 ŞUBAT 1952 - BALIK * 20 AĞUSTOS 1952 - ASLAN * 14 ŞUBAT 1953 - KOVA * 11 TEMMUZ 1953 - YENGEÇ * 9 AĞUSTOS 1953 - ASLAN * 5 OCAK 1954 - OĞLAK * 30 HAZİRAN 1954 - YENGEÇ * 25 ARALIK 1954 - OĞLAK * 20 HAZİRAN 1955 - İKİZLER * 14 ARALIK 1955 - YAY * 8 HAZİRAN 1956 - İKİZLER * 2 ARALIK 1956 - YAY * 30 NİSAN 1957 - BOĞA * 23 EKİM 1957 - TERAZİ * 19 NİSAN 1958 - KOÇ * 12 EKİM 1958 - TERAZİ * 8 NİSAN 1959 - KOÇ * 2 EKİM 1959 - TERAZİ 1960 * 27 MART 1960 - KOÇ * 21 EYLÜL 1960 - BAŞAK * 15 ŞUBAT 1961 - KOVA * 11 AĞUSTOS 1961 - ASLAN * 5 ŞUBAT 1962 - KOVA * 31 TEMMUZ 1962 - ASLAN * 25 OCAK 1963 - KOVA * 20 TEMMUZ 1963 - YENGEÇ * 14 OCAK 1964 - OĞLAK * 10 HAZİRAN 1964 - İKİZLER * 9 TEMMUZ 1964 - YENGEÇ * 4 ARALIK 1964 - YAY * 30 MAYIS 1965 - İKİZLER * 23 KASIM 1965 - YAY * 20 MAYIS 1966 - BOĞA * 12 KASIM 1966 - AKREP * 9 MAYIS 1967 - BOĞA * 2 KASIM 1967 - AKREP * 29 MART 1968 - KOÇ * 22 EYLÜL 1968 - BAŞAK * 18 MART 1969 - BALIK * 11 EYLÜL 1969 - BAŞAK 1970 * 7 MART 1970 - BALIK * 1 EYLÜL 1970 - BAŞAK * 25 ŞUBAT 1971 - BALIK * 22 TEMMUZ 1971 - YENGEÇ * 21 AĞUSTOS 1971 - ASLAN * 16 OCAK 1972 - OĞLAK * 10 TEMMUZ 1972 - YENGEÇ * 4 OCAK 1973 - OĞLAK * 30 HAZİRAN 1973 - YENGEÇ * 24 ARALIK 1973 - OĞLAK * 20 HAZİRAN 1974 - İKİZLER * 13 ARALIK 1974 - YAY * 11 MAYIS 1975 - BOĞA * 3 KASIM 1975 - AKREP * 29 NİSAN 1976 - BOĞA * 23 EKİM 1976 - TERAZİ * 18 NİSAN 1977 - KOÇ * 12 EKİM 1977 - TERAZİ * 7 NİSAN 1978 - KOÇ * 2 EKİM 1978 - TERAZİ * 26 ŞUBAT 1979 - BALIK * 22 AĞUSTOS 1979 - ASLAN 1980 * 16 ŞUBAT 1980 - KOVA * 10 AĞUSTOS 1980 - ASLAN * 5 ŞUBAT 1981 - KOVA * 31 TEMMUZ 1981 - ASLAN * 25 OCAK 1982 - KOVA * 21 HAZİRAN 1982 - İKİZLER * 20 TEMMUZ 1982 - YENGEÇ * 15 ARALIK 1982 - YAY * 11 HAZİRAN 1983 - İKİZLER * 4 ARALIK 1983 - YAY * 30 MAYIS 1984 - İKİZLER * 23 KASIM 1984 - YAY * 19 MAYIS 1985 - BOĞA * 12 KASIM 1985 - AKREP * 9 NİSAN 1986 - KOÇ * 3 EKİM 1986 - TERAZİ * 29 MART 1987 - KOÇ * 23 EYLÜL 1987 - BAŞAK * 18 MART 1988 - BALIK * 11 EYLÜL 1988 - BAŞAK * 7 MART 1989 - BALIK * 31 AĞUSTOS 1989 - BAŞAK 1990 * 26 OCAK 1990 - KOVA * 22 TEMMUZ 1990 - YENGEÇ * 16 OCAK 1991 - OĞLAK * 11 TEMMUZ 1991 - YENGEÇ * 5 OCAK 1992 - OĞLAK * 30 HAZİRAN 1992 - YENGEÇ * 24 ARALIK 1992 - OĞLAK * 21 MAYIS 1993 - İKİZLER * 13 KASIM 1993 - AKREP * 10 MAYIS 1994 - BOĞA * 3 KASIM 1994 - AKREP * 29 NİSAN 1995 - BOĞA * 24 EKİM 1995 - AKREP * 18 NİSAN 1996 - KOÇ * 12 EKİM 1996 - TERAZİ * 9 MART 1997 - BALIK * 2 EYLÜL 1997 - BAŞAK * 26 ŞUBAT 1998 - BALIK * 22 AĞUSTOS - 1998 ASLAN * 16 ŞUBAT 1999 - KOVA * 11 AĞUSTOS 1999 - ASLAN 2000 - 2015 YILLARI ARASINDA Kİ GÜNEŞ TUTULMALARI * 5 ŞUBAT 2000 - KOVA * 1 TEMMUZ 2000 - YENGEÇ * 31 TEMMUZ 2000 - ASLAN * 25 ARALIK 2000 - OĞLAK * 21 HAZİRAN 2001 - YENGEÇ * 14 ARALIK 2001 - YAY * 10 HAZİRAN 2002 - İKİZLER * 4 ARALIK 2002 - YAY * 31 MAYIS 2003 - İKİZLER * 23 KASIM 2003 - YAY * 19 NİSAN 2004 - KOÇ * 14 EKİM 2004 - TERAZİ * 8 NİSAN 2005 - KOÇ * 3 EKİM 2005 - TERAZİ * 29 MART 2006 - KOÇ * 22 EYLÜL 2006 - BAŞAK * 19 MART 2007 - BALIK * 11 EYLÜL 2007 - BAŞAK * 7 ŞUBAT 2008 - KOVA * 1 AĞUSTOS 2008 - ASLAN * 26 OCAK 2009 - KOVA * 22 TEMMUZ 2009 - YENGEÇ 2010 * 15 OCAK 2010 - OĞLAK * 11 TEMMUZ 2010 - YENGEÇ * 4 OCAK 2011 - OĞLAK * 1 HAZİRAN 2011 - İKİZLER * 1 TEMMUZ 2011 - YENGEÇ * 25 KASIM 2011 - YAY * 20 MAYIS 2012 - İKİZLER * 13 KASIM 2012 - AKREP * 10 MAYIS 2013 - BOĞA * 3 KASIM 2013 - AKREP * 29 NİSAN 2014 - BOĞA * 23 EKİM 2014 - AKREP * 20 MART 2015 - BALIK

TUTULMA BURCU YENGEÇLER İÇİN 2018 YORUMU



Sevgili Yengeç Tutulma Burcu Olan Astroloji severler,

Öncelikle tutulma burcunu bilmeyen değerli takipçilerim için doğum yılınıza göre anne rahminde yaşadığınız son güneş tutulmasının burcunu baz almanız için bağlantı burada.

2018 yılında Dünya’da 2 Ay, 3 Güneş tutulması yaşanacak. Bu tutulmalar iki kez sizin 2 ve 8.evinizi aktif kılacak ve yılınızın nasıl geçeceğine dair sahne burada olacak.

Sizin için 2018’de en fazla gündemde olacak konular; para kazanma, öz değer duygusu, kaynakların elde edilmesi olabilir.  Belki bir kredi yardımı ile yeni yatırım yapabilirsiniz.

Eğer bütçe planlaması yapamıyorsanız ve dalgalanmalar bütçe planınıza hâkim oluyorsa bu yıl bir düzen tutturmaya hazırlanabilirsiniz. Özellikle yılın ikinci yarısına gelmeden yeni bir para kazanma yollarını deneme konusunda öz güveninizin arttığını hissedebilirsiniz. Maddi endişeleriniz yerini zaman, yetenek ve para kazanma / kazancı arttırma konusunda kendini yeterli hissetmeye bırakacak.
20.12.2017 den 01.2018’e kadar Satürn ikili ilişkiler, ortaklıklar ve evlilik eviniz olan 7.evinizde ancak biliyorum ki sizler birer astroloji sever olarak Satürn’den ve transitlerinden korkulacak bir şey gibi bahseden onlarca yorum okudunuz. Dolayısı ile bu satırlar sizde ‘ eyvah evliliğime bir şeyler olacak!’ duygusunu yaratmış olabilir. Oysa Satürn sizi tuğlaları sabırla örülmüş bir gerçekliğin duvarı ile karşı karşıya bırakır. Bu gerçeklik duvarı sadece sihirli aynalar tünelinde yolculuk etmekten hoşlananlar için nahoş olmalı. Oğlak Burcu’nda yönetici olan Satürn, sorumluluk, ciddiyet, zoru aşma, organize olma ve sorumluluk alma konularında sınavlar çıkarabilir. Erteleme, üşenme ve vazgeçme gibi alışkanlıklarınız varsa bu yazının farkındalığınızı arttırmasını diliyorum çünkü Evren sizden bu alışkanlıklarınızla başa çıkmanızı istiyor.

Jüpiter 5.evinizde yılın büyük bir bölümü kalacak. Satürn ile ciddiyet kazanan yanlarınızı mutluluğunuzu ve heyecanınızı arttırarak dengeleyebilir. Şans oyunları, tatil konularında size Evren tarafından verilen destek ile risk almaya daha yatkın olabilirsiniz. Çünkü Mayıs ayında Boğa Burcu’na geçecek olan Uranüs 11.evinize yerleşecek ve uzun süre burada kalacak. Sosyal çevreniz, arkadaşlıklarınız ve umutlarınız konusunda sadece 2018 değil takip eden 7 yıl içinde etkili bir değişim, yenilenme, sıra dışılık olabilir.

16 Nisan günü iş ve kariyer evinizde yaşayacağınız Koç Yeni Ayı size yeni başlangıçlar için fırsat sunmakta. Tutulmalar ile destek alacağınız iş konularını Nisan ayı ile birlikte gerçekleştirmeniz daha da desteklenecektir. Uranüs’ten büyük bir destek alacağınız bu süreci iyi yönetmeniz gerekmektedir. Ancak Merkür’ün durağan halde olacağını bu tutulmayı takip eden gün ileri harekete başlasa bile yavaş olduğunu unutmamakta fayda var. Gökyüzünde Venüs ve Jüpiter’in karşıtlığı eğlence ve sosyal çevrenizi etkileyecek. Yeni iş ya da işyerinde kariyer atılımı için bunlarında farkında olmanız gerekmektedir.
Ay Düğümlerinden aldığınız destek ile yılın yükselen yıldızı olan sevgili Yengeçler, ruh halinizi dengede tuttuğunuz sürece sizler atılım ve yenilik konuları ile rahatlıkla dönüşebilirsiniz.


Güzel ve bereketli bir yıl dilerim. 

6 Aralık 2017 Çarşamba

MERKÜR SATÜRN KAVUŞUMU

6 Aralık günü İstanbul saati ile 15.03'de geri harekette bulunan Merkür ve Satürn 28 derece Yay Burcu'nda kavuşum yaşadılar. 

Astrolojide tarih kavramının en güzel özetlerinden biri şöyledir;
'' Tarih geriye doğru bakarak anlaşılır ve ileriye doğru hareket planı çizdirir.''

3 Eylül 2017'de yine geri harekette bulunan Merkür bu sefer  Mars ile 28 derece Aslan Burcu'nda kavuşmuşlardır.

Ateş elementinin 28 derecelerinde olan bu iki kavuşumun birbirleri ile uyumlu açısı etkiyi birinden diğerine akıcı bir şekilde taşımaktadır. 

3 Eylül'ün hemen ardından K.Kore liderinin hidrojen bombası deneyi ile 6.3 lük deprem yaratmasını konuşuyorduk. 

Dünden bu yana Dünya ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kabulü  ilanının ardından yoğun bir gündem yaşıyor. Dün gece pek çok ülkenin ABD Büyükelçiği önünde protesto gösterileri yapıldı. 

Vedik Astrolojisi'ne göre değerlendirdiğimizde;
Merkür geri harekette olduğundan iki kez, Güneş ve Venüs birer kez Satürn ile kavuşum yaşayacaklar. Kavuşumlar,  GANDANTA Noktasında olacak. Suyun son ( Akrep), Ateşin ilk ( Yay) derecelerinde olan bu bölgeyi Yıkım Tanrıçası Nirrti yönetmektedir. Önümüzdeki günlerde bu noktaya uygun gelişmeleri deneyimleyeceğiz.








Post-Modern Astroloji’ye Doğru


Aşağıdaki makale, Robert Hand'in York, İngiltere'de, İngiliz Astroloji Birliği'nin 2005 Astroloji Konferansı'nda yaptığı bir konuşmanın (düzenlenmiş) transkriptidir.
Post-modern Nedir?
Her şeyden önce "post-modern" terimini tanımlamalıyım. Çoğunlukla kullanıldığı şekliyle, Post-Modernizm terimi, özellikle Jacques Derrida'nın eserlerindeki çağdaş Fransız felsefesinden, post-yapısalcılık çalışmalarından ve filozof ve tarihçi Michel Foucault'nun eserlerinden doğan bir dizi felsefi hareketleri ifade eder.
Astroloji dünyasında başka bir şeyler olduğundan, benim bahsettiğim post-modernizm bu değil. Astroloji, daha önce hiçbir zaman modern dünyanın bir parçası olmadı ve benzer şekilde bir post-modern döneme sahip olamaz. Aslında astrolojinin, Fransız felsefesi anlamında, hem modernizm öncesi (pre-modern), hem de post-modern dönemin her ikisine de ideal bir şekilde uyduğunu önereceğim.
Benim bunun yerine bahsettiğim şey, astrolojideki çok gerçek tarihsel bir fenomendir, o da şudur: 1700 yılına kadar tutarlı kalıpları, fikirleri ve ilkeleri olan ve öyle ya da böyle M.Ö. 5. yüzyıldan sonra (bu tarih son derece esnek) sürekli bir geleneğe sahip olan bir astrolojiye sahibiz. Sonra, 18. yüzyılda oldukça uzun bir ara verdik. Geleneksel tarihçiler buna “Aydınlanma” diyorlar. Astrolojide olanlardan yola çıkarak ben “Kararma” terimini tercih ediyorum. Çünkü astroloji neredeyse öldü. Ve sonra 19. yüzyılda bir canlanma başladı. 19. Yüzyılın çoğu, 1700’lerde neredeyse ölen bu geleneğin bir kısmının canlandırılmasıydı.
Fakat Alan Leo ve daha yakın zamanda Dane Rudhyar gibi insanlar ve bir başka düzeyde, Ebertin'in Kozmobiyolojisi ve Hamburg Okulunda, oldukça yeni bir astroloji türü ortaya çıkmaya başladı. Buna basitçe 20. yüz yıl astrolojisi demek uygun olur ama ben buna modern astroloji demek istiyorum. Buradan hareketle, esasen konuşacaklarım, “bundan sonra ne var?” sorusu hakkındadır.
Daha iyi bir terim olmamasından dolayı, “post-modern astroloji” diyeceğim şeyin başlangıcı aslında birkaç yıl önce oldu. Bu yeni başlangıçtan, büyük bir şekilde, iki kişi sorumludur: Amerika Birleşik Devletlerinde 1970'lerde orijinal Latince'de ortaçağ astrolojisini çalışmaya başlayan Robert Zoller, ve bu ülkede [İngiltere], öğrencilerine William Lilly'nin metinlerinden direkt olarak horary astroloji öğretmeye başlayan Olivia Barclay. Her ikisinde de öğretilen, yeniden doğan 1700’ler öncesi veya modern-öncesi astrolojiydi. Bu kişilerin muazzam bir etkisi oldu. Birleşik Devletler’de bu, benim de dâhil olduğum ama artık bu isimle ilişkilendirilmediğim, Robert Zoller ve Robert Schmidt’in kurucuları olduğu Hindsight Projesi hareketine öncülük etti. Bunu takiben Robert Zoller kendi yoluna, ben kendi yoluma gittim, ancak bu hareket devam ediyor. Tabii ayrıca, İspanya ve İtalya’da oldukça anlamlı tercüme hareketleri bulunuyor.
Bu nedenle 1700’ler öncesi, modern öncesi astroloji tipi oldukça hızlı bir şekilde geri geliyor. Bu hareketlerin yarattığı etki, aslında tam olarak bekleyebileceğiniz şekilde olmadı. Evet -sanırım bunu hakaret etmeden söyleyebilirm- Robert Zoller gibi gerçekten de, geleneksel astroloji olarak da bilinen, bozulmamış modern öncesi astrolojiyi tamamen canlandırmaya çalışan insanlar var. Ancak bazı insanlar Alan Leo'nun astrolojisini geleneksel astroloji olarak gördüklerinden, “modern öncesi astroloji” 1700’ler öncesi astroloji stilleri için daha açık bir terim olabilir. En sevdiğim Robert Zoller imgesi -ve inanın bana onu bu şekilde karakterize ettiğime itiraz edeceğini sanmıyorum- gülümseyerek, ellerini asilce ovuşturarak "Eski yollar iyi yollardır!" dediği haldir.
Yine de, olduğu görülen ve benim kendimi kesinlikle uyumlandırdığım şey, aslında geleneksel astrojinin canlandırılması değil, 18. yüzyılda verilen aranın iyileştirilmesidir. Biz astrolojiyi eskiden yapıldığı gibi yapmaya çalışmıyoruz, daha ziyade, eğer astrolojinin aktif bir gelenek olmasından asla vazgeçilmeseydi (durmasaydı) nasıl olacaksa, onu o şekilde yeniden yaratmaya çalışıyoruz. Bu noktanın anlaşılması çok önemli, çünkü çoğu zaman söylenen ve inanılan, neredeyse yok olduğu için, geleneksel astrolojinin o kadar da etkili olmadığıdır. Şüphesiz, geleneksel astrolojinin son derece eksik kaldığı ve bu sebeple modern astrolojinin bundan evrimsel bir gelişme gösterdiği bazıları tarafından söylenmektedir.
Durum bu değildir. Geleneksel astroloji bilimsel nedenlerden ziyade sosyo-politik olarak tanımlanabilecek sebeplerden ötürü yok olmuştur. Ne demek istediğime bir örnek isterseniz, Patrick Curry'nin mükemmel bir eseri olan ve astrolojinin İngiltere'de ölüme yaklaşma sürecinin anlatıldığı Prophecy and Power'e (Kehanet ve Güç) bakın. Ama size temin ederim ki, bu süreç İngiltere ile sınırlı değildi. Bu yüzden, biz geleneksel astroloji yapmıyoruz, biz 18. yüzyılda verilen arayı iyileştiriyoruz.
Geleneksel Astroloji
Öncelikle: Geleneksel astroloji nedir? Maalesef yapabileceğim tek genel niteleme, onu 1700 öncesi astroloji olarak tanımlamaktır. Bu bakımdan, Tarihin geri kalanının çoğunluğu gibidir. Sanırım hızlı bir hesaplama yaparsanız, tarihin çoğunun 1700'den önce olduğunu göreceksiniz - milyarlarca ve milyarlarca yıl aslında. Fakat bunun dışında nitelemek zordur. Ve biz "hangisi geleneksel astroloji?" diye sormalıyız, Helenistik / klasik? Jyotish? Jyotish, öncelikle vedik yerine tercih ettiğim bir terimdir; her şeyden önce bu gerçek Hint tabiridir ve ikincisi, (bundan sonra buna ilişkin bazı argümanlar alacağımı biliyorum) Vedalar'da o kadar da çok horoskopa dayalı astroloji yoktur. Arap astrolojisinden mi, yoksa aslında Arapça'dan daha çok Farsça olduğu için -onu söylemeyi tercih ettiğim gibi- Fars-Arap astrolojisinden mi bahsediyoruz? Temelde Fars-Arap astrolojisiyle aynı olan Latin dili ortaçağ astrolojisinden mi bahsediyoruz? Veya erken dönem modern astrolojisinden (Alan Leo’yu kastetmiyorum) mi? Erken modern astroloji, aslında hepsi geleneksel astrolojiye teslim aldıkları şekliyle bakan ve reformun gerekli olduğuna inanan Placidus, Morinus, Kepler gibi kişilerden oluşuyordu.
Yani, hangisi hakkında konuşuyoruz? Kötü bir haberim var: Hepsinden! Geleneksel astrolojileri - uygun terimi kullanmak için- tamamen sindirmiş değiliz. Tekniklerinde ustalaşmadık. Örneğin, Helenistik astrolojinin tahmin teknikleri ve hatta ortaçağ astrolojisinin öngörü tekniklerinden bazıları halen yaygın olarak kullanılmamaktadır ya da denenmemiştir. Bunların çok yararlı olmadıkları ortaya çıkabilir; ya da bunlar önemli bir atılım olarak da ortaya çıkabilir. Gerçekten bilmiyorum. Ama aslında biz onları sistematik olarak inceleyene kadar bilemeyiz.
20. Yüzyılda Astroloji
Fakat çeşitli geleneklerden çeşitli unsurların modern astrolojik geleneğe zerk edilmesi, modernden post-modern astrolojiye geçişin özünü temsil eder. Bazılarımız bu geleneksel astrolojiyi neo-geleneksel olarak adlandırıyor, ancak böylece vurgu yanlış yere konuyor. Bu, terimin günlük dildeki anlamıyla, post-modern bir astrolojidir.
Tamam! 20. yüz yıl astrolojisi ile ne yapacağız? Burası, kesinlikle bir gelenekçi olmadığımı göstereceğim yerdir: "Onu muhafaza edeceğiz!" Onun en iyi özelliklerini koruyacağız. 20. yüzyıl astrolojisinde tek ve en önemli gelişme, astrolojinin gerçekten insan potansiyeli ve kendini gerçekleştirme için bir araç olarak kullanılabileceğinin tanınmasıydı. Jyotish'te bunun bir kısmı olabilir, ancak kesinlikle Helenistik, Arap veya Latin ortaçağda bulunmamaktadır. Bu geleneklerin üçü de tamamen gündelik, dünyasal durumlarla baş etmeye yönelmişti. Fakat Dane Rudhyar özellikle astrolojide radikal olarak yeni bir düşünce tarzı ortaya koydu. Bu da, onun astrolojisi ile yakından ilişkili olan psikolojik astroloji fikridir. Pek çok gelenekçinin psikolojik astroloji için düşündüğü aşağılamaya ortak değilim. Bence olağanüstü derecede önemlidir. Tek eleştirdiğim, az yetkinliği olan uygulayıcılarının elinde, danışanın ve astroloğun zihinsel ve duygusal çerçevesine bağlı olarak, herhangi bir şeyin herhangi bir şeyi ifade edebileceği şeklinde söylenen, son derece kesinlikten uzak bir astroloji türü olmasıdır. Bir dil olarak 20. yüzyıl astrolojisinin dili, net olmama, belirsiz, havada kalma ve kendini ifade edememe eğilimindedir. Fakat 20. yüzyıl astrolojisinin hedefleri kesinlikle övülebilirdir.
Neden geleneksel olanlar -en azından bahsettiğim dalları- kendini gerçekleştirme meselesiyle uğraşamadı? Eğer yapmaları için felsefi sebepleri olmuş olsaydı, gerekli araçlara sahiptiler. Sebep çok basit: Hem İslam dünyasında hem de Hıristiyan dünyasında bu süreci yöneten ve astrolojinin büyük ölçüde kopuk olduğu, din denilen, başka bir şey vardı. Hem Müslüman hem de Hıristiyan astrologlar, astrolojinin neden dine müdehale etmediğini, aynı meselelere karışmadığını ve dinle çelişmediğini sürekli açıklamak zorundaydılar; astroloji bu yüzden sakıncasızdı. Aslında Batı astrolojisinde, Hint astrolojisinde olduğu gibi, ‘uğursuzluğu azaltmanın’ bir yeraltı geleneği var, ancak bu her zaman bir yeraltı geleneği olmuştur. Buna büyü denir. Fakat biz astrologlar olarak, Hıristiyan veya Müslüman dünyada hayatta kalabilmek için, yakın tarihe kadar, bununla bağlantımız yokmuş gibi davranmak zorunda kaldık.
Yani, 20. yüzyıl astrolojisini modern insanlığın ihtiyaçlarına cevap verdiği ölçüde devam ettiriyoruz. Her astroloji, içinde yaşadığı kültür ile uğraşır ve eğer bunu yapmazsa alakasız kalır. Yirminci yüzyıl astrolojisi çalıştığı, bir anlam ifade ettiği ve çalışıp çalışmadığı anlaşılacak kadar yeterince açık olduğu sürece devam ettirilmelidir. Yeterince açık olmakla (veya daha doğrusu yeterince açık olmamakla) ne kastettiği göstermek için, probleme örnek olarak, şöyle bir öngörü stili (hiç kuşkusuz saçma, gülünç olan) var: "Gelecek sene olaylar olacak".
Şimdi gülebilirsiniz, ancak astrolojik tahminlerin hemen hemen bu "açıklıkta" olduğunu duyduğum oldu.
20. yüzyıl astrolojisinde, orta noktalar, 90-derece dial (kadran) gibi muhafaza edilmesi gereken diğer araçlar da olduğunu da düşünüyorum ve oldukça fazla değerli fikirlere katkıda bulunan bir takım okullar var. 20. Yüzyıl astrolojisi bir kenara atılmamalıdır, ancak onun şuna ihtiyacı vardır:
Her şeyden önce şu soru sık sık gündeme geliyor: “Geleneksel astroloji -herhangi bir biçimde- modern astrolojiden daha mı iyi?” Ve elbette gelenekçiler hemen şunu der: "Neden, tabiki de!" Onlar bu daha etkili diyorlar. Bu muhtemelen doğrudur, ancak düşündüğünüz sebeplerden dolayı değil. Hint astrolojisi, Arap astrolojisi ve Ortaçağ astrolojisi ve bunlardan dolayı Hellenistik astrolojinin hepsinde, 20. yüzyıl astrolojisinden daha özenli bir dil vardır. Basitçe söylemek gerekirse: bu diller, diller gibi daha açık konuşulur; bu erken dönem astrolojileri bir şeyleri açıkça söyleyebilir ve bunlar bir şeyleri bu açıklıkta söyleyebildiği ölçüde, siz de söylediklerinin doğru veya yanlış olduğunu söyleyebilirsiniz.
Ebertin Sistemi’nin Kozmobiyolojisine yaptığım, pek hoş karşılanmayan iltifatlarımdan biri, onu, astrolojinin ne zaman çalışmadığını söyleyebildiğim ender sistemlerden biri olduğu için sevdiğimdir. Bazılarının daha ziyade acımasız olduğunu düşüneceği, bu Konferans sırasında birkaç kere yaptığım öteki açıklamalarımla çelişen bir şey ifade edeceğim: Ben hiçbir zaman yanlış hesaplanmış olup da, doğru hesaplanmış olandan daha çok işe yarayan bir harita yorumlamadım. Böyle bir şey mümkün değil demiyorum, ama böyle bir şey benim başıma gelmedi. Bunun sebebi, astrolojik dilin telafuzuna her zaman çok fazla önem verdim, böylece yaptığım ifadenin doğru ya da yanlış olup olmadığını anlayabildim. Geoffrey Dean'in, çok kesin bir Mars-Neptün kavuşumu bulunan, Petula Clark'ın haritası olması gereken bir harita üzerine ders verdiğini hatırlıyorum. Geoffrey bu olayı hatırlamıyor, ama ben hatırlıyorum. Geoffrey bu kişinin bencil olmayan, fedakâr doğası hakkında modern astrolojik tumturaklı konuşmalar yaptı. Kendi kendime "Bu delilik, bu haritanın doğru olması mümkün değil" dedim. Ve o, tüm izleyenleri ikna ettikten sonra, bu haritanın Charles Manson'a ait olduğunu söyledi. Bir yan not olarak, Charles Manson'un astro kartografik haritasında Mars-Neptün kavuşumu Los Angeles'ın hemen doğusunda, çöllerin içinden geçen bir çizgiye sahipti. Sonunda bunun Charles Manson'un haritası olduğunu itiraf ettiğinde, kendi kendime "Bunun Petula Clark olamayacağını biliyordum" dedim. Aynı tarihte bir yıl arayla doğmuşlardı. Bu yüzden herkesi içine çekebilmişti. Fakat sorun, modern 20. yüzyılın astrolojik dilinin belirsiz doğasından faydalanıyor olduğuydu. Bu değişmeli!! Astroloji kanalıyla kendini gerçekleştirmek, psikolojik keşiflerde bulunma ve hatta aydınlanma hedefi, oldukça asil bir amaç, asil bir görevdir. Fakat bu, açık bir dille yapılmalıdır. Yoksa bu, eğlence dışında (sanırım bazıları bunun gayet iyi bir şey olduğuna inanacak) hiç bir işe yaramaz.
Modern astrolojinin, bu belirsiz diline ek olarak gerçekten trajik bir kusuru daha var: Bu da, Jyotish haricinde, dünyanın tutarlı felsefi veya spiritüel geleneklerine dayanan köklü bir felsefi temelden yoksun olmasıdır. Jyotish'in, Hindistan'ın dinlerinden türetilen tutarlı bir felsefi ve spiritüel kökeni vardır. Farkında olmayanlarınız için, Batı Astrolojisi’nin de (bununla aslında Orta Doğu Astrolojisini kastediyorum, biz sadece Batı kolunu uyguluyoruz) Platon, Pisagor, Aristoteles, Plotinus gibi isimlere sahip insanlardan türeyen felsefelerde sağlam bir temeli ve Hermes felsefesi gibi, herhangi bir gerçek kişiye atfedemeyeceğimiz diğer felsefelerde de kökleri bulunmaktadır. Bu felsefelere geri dönmemiz lazım, çünkü bütün modern Batı felsefesi –belki fenomenoloji istisna olmak üzere- Batı’nın astrolojiyi doğal olarak imkânsız hale getiren bir felsefe yolunu çatallandırmasından (kollara ayırmasından) sonra oluşan düşünce sisteminden doğmuştur. Dolayısıyla, bizim, astrolojinin doğal olarak imkansız olmadığı felsefelere geri gidip, köklerini yeniden oluşturmamız, bu felsefeleri anlayışımızı modernize etmemiz ve bu felsefeleri 20. veya 21. yüzyıla getirmemiz gerekmektedir. Bunun çok parlak bir örneği, astrolojisi Neoplatonism'e sıkı sıkıya kök salmış olan, ancak radikal yeni bir tür astrolojinin de mümkün olabileceğine işaret eden John Addey'nin geç dönem çalışmalarında bulunur. Fakat Madam Blavatsky, Alice Bailey felsefeleri vb. 19. Yüzyıl mistik "felsefelerini" kullanmak istemiyoruz, çünkü bunlar aslında temel felsefeler değildirler. Bu kişilerin öğrettikleri şey, Neoplatonizmin modern ve belirsiz bir şekli idi. Eserlerinin hiçbir değeri olmadığını söylemiyorum, ancak felsefe için asıl konuya geri dönelim. Alfred North Whitehead de, bize söyleyecek bir şeyleri olan bir filozof olabilir, ancak ben ona bana benim gerçekten anlayabileceğim bir şeyler söylettirebilene kadar -Whitehead'i okumaya çalışanlar ne demek istediğimi anlayacaktır – bize neler sunabileceğini söyleyemem.
Astroloji teorik bir temelden yoksundur
Neden uygun felsefi temellere sahip olmamız gerektiğinin nedeni, bunun bilim adamlarının bize astrolojinin yoksun olduğunu söyleyip durdukları şeydir: bu da teorik bir temeldir. Şimdi, teorik bir temelin başlangıçta mutlaka doğru olması gerekmediğini anlamalısınız. Düzeltilebilir olması gerekir. Astrolojik teori antik felsefeyle yeniden bağlantı kurmaya dayalı olsa bile, bilimin teori olarak tanıyacağı şekilde bir teori olmayacak, ama aslında bilimsel bir teori gibi işlev görecektir. Sadece, bilimsel paradigmaya göre işlev görmeyecektir - herhangi bir bilimsel paradigmaya, en azından modern bilimin daha büyük bir meta-paradigmasına göre oluşturulan herhangi bir paradigmaya göre.
Ve izin verin nedenini açıklayayım: Quantum fiziğinin bazı belli allanları dışında, modern bilimsel paradigma, bilincin evrendeki rolünü büyük ölçüde görmezden gelir. En cürretkar haliye ifade etmek gerekirse: Modern bilimsel paradigmanın yaygın biçimine göre, yaşam ve bilinç, ruhsuz doğa yasalarının epifenomenalarıdır. Bir epifenomen, yüzeysel, ikinci düzey bir olaydır, tüm sistemin merkezi değildir. Bir başka deyişle, biz küçük ve önemsiziz, dünya özünde anlamsızdır ve sadece boş, aptalca, ve anlamsız bir sona doğru gitmektedir.
Kuşkusuz, şu soruyu sormalısınız: "Anlamsız mı?" "Kime göre?" Bir şeyin anlamsız geldiği biri olana kadar, anlamsızlık yoktur. Maalesef 19. yüzyıl Tanrı'yı bilimden dışarı attığında, bütün anlamlı/ anlamsız meselesini tanımlanamaz, alakasız ve akademik yaptılar. Modern bir bilim yazarına göre biz hapşırıklarda bir toz partilülünde yaşayan bakteriler gibiyiz. Bu, birinin "Big Bang" içindeki hayatı tanımlayış biçimiydi. Sonsuz büyüklükteki bir Evrende, küçük bir galakside, küçük bir yıldızı dolaşan bir gezegende yaşadığımız söyleniyor. Kime göre küçüğüz? Eğer evrende yaşam yoksa, kime göre önemsiziz ve ne zamandan beri büyüklük mükemmellik kriteri oldu? Carl Sagan’ın ifadesiyle, milyarlarca ve milyarlarca yıldız. Sanki birden sonra sıfırlar koymak herşeyi çok daha önemli ve anlamlı yapıyor. Mütevazı görüşüme göre (bundan sonra ukalaca bir ifade gelecek demek) astroloji, biz hayat, zihin ve bilincin Evrenin işleyişinde merkezi olduğunu ve anlamlı bir şekilde madde ve enerjiden önce geldiğini veya en azından bunlarla yaşıt olduğunu, yani bunlarla birlikte ebedi olduğunu kabul etmedikçe, hiçbir şey ifade etmez. Bir şeyler bizimle konuşuyor ve konuşan şeyler canlı ve bilinçli olmalılar. Hayat ve bilincin epifenomenal olduğu fikri astrolojik dünya görüşünün tam tersidir. Bu yüzden biz sapkınız. Ve her anlamda, bırakın da öyle kalalım!
Ancak sanırım birçok astrolog, yaptıklarının mantıksal çıkarımlarını ortaya koymaz. Onlar danışmanlık odasındayken astrologdurlar ve diğer başka herhangi bir şey yaparken 21. yüzyıl-sıradan-günlük-mekanik-materyalisttirler. En sevindirici olan da, zaman geçtikçe bunun daha az doğru olduğunu görüyorum. Ancak, evet kesinlikle, astrolojinin ve (bilimsellik olarak da bilinen) bilimin metafiziğinin birbiriyle gerçekten de uyumsuz olduğunu kabul etmek zorundayız. Tanrıya şükür!
Şimdi yeni çeşit astrolojinin bir başka boyutu: Ben tamamen, kesinlikle ve ezici bir şekilde astro-köktenciliğin her türlüsünü reddediyorum. Bunu Musevilik, Müslümanlık ve Hristiyanlığın bazı gruplarındaki deli fanatiklere bırakıyorum. Tamamen kurtarılması gereken bir antik astroloji yoktur. Çünkü astroloji, tek başına, tüm zamanlar için tamamen, kesinlikle ve pozitif olarak doğrudur. Ondan öğrenebilmek için, elimizden geldiğince onu kurtarmaya çalışırız ama bunlar mutlaka bizim yaptıklarımızdan "daha doğru" değildirler. Atalarımız da bizim gibi insandırlar. Astrolojinin İncil'de olduğu gibi ilahi bir vahiy sonucu geldiğini mi düşünüyorum? Belki başka açılardan ama bu şekilde dar İncil açısından değil. Bu, bütün olarak, tümüyle, mükemmel ve herhangi bir zamanda, herkese açıklanmamıştı. Eninde sonunda tam ve mükemmel hale gelebilir, ancak bu yalnızca vahiyin ortaya çıkarılması için gerekli çalışmaları yaptığımız içindir. Fakat muhtemelen bu hiçbir zaman tam bu şekilde olmayacaktır. Ben sadece bu ihtimali dışlamak istemiyorum.
Modern ve Geleneksel Yaklaşımları Dengelemek
Modernlerin ve gelenekselcilerin yaklaşımını dengelemeye ihtiyacımız var. Bu arada, sadece bir şeye açıklık getirmek istiyorum: Jyotish/Vedic topluluğunun bazı üyelerini astrolojik köktencilik hakkında konuşurken ağır bir şekilde eleştiriyor görünürsem, inanın bana, öyle değil. Lilly köktencilileri, Helenistik köktenciler, Arap köktenciler de var … Modern olmayan herhangi bir sistemi alın, buna yobazca inanan birisini bulursunuz. Veya -dini çevrelerde daha moda bir terim kullanmak için- bir literalist, kitapların kelimenin tam anlamıyla ve tamamen doğru olduğuna inanan birisini...
Modern tutum sadece en güncel eserin iyi olduğuna inanmaktadır, gelenekçi tutum modern şeylerin umutsuzca kusurlu ve bozuk olduğunu düşünmektedir. Nitelendirilmeden, bu bakış açılarının her ikisi de yanlıştır. Ve benimle aynı fikirde değilsen, olur. Ama bu benim bakış açım, al ya da bırak! (Ayım Akrep’te)
Post-modern astroloji, astrolojinin öğrenilmiş bir sanat olduğunu kabul etmelidir. Bir hece ile öğrenilen bir sanat değil, iki hecede öğrenilen, 'öğrenilen' bir sanattır. Ve meraklıları ve amatörleri katılmaya davet ederken, amatör astroloğun, geçersiz değil, ama sınırlı bir şekilde çalışan, amatör bilim insanlarına benzer bir role sahip olacağının farkına varmak zorundayız. Astroloji psikolojiden daha fazla bir eğlence değildir. Bu da her ikisinin de eğlenceli oyalayıcı şeyler yaratabileceğini söyler, ancak bu onların ne amaçları ne de değeri değildir.
Bu amaca ulaşmak için, bir çoklarının haberi olduğuna eminim, astrolojide akademik kurumların oluşturulmasına yönelik bir hareket başladı. Bunlardan biri Kepler Koleji'dir. Burası, "astrolojinin merceğinden" süzülen (okulun gayri resmi sloganı olan) gerçek bir liberal sanat programı içerisinde öğretir, ancak yine de bu “liberal bir sanat programı”dır. Orada ne öğretiyorum? Eski tarih, ortaçağ tarihi ve Latince'yi öğretiyorum. Fakat tabii ki Latince tüm Cicero değildir. Derste Seville’li John'u okudum ve insanlar onu sevdi. (Manilius'u okumuyoruz, çünkü kimse Manilius'u okuyamıyor.) Burada İngiltere'de Bath Spa müfredatı, Southampton programı, Canterbury Üniversitesi Üniversitesi programı ve muhtemelen farkında olmadığım diğerleri var. Ancak bu çok heyecan verici bir gelişmedir, çünkü astrolojinin bir sonraki seviyesinin üniversitelere benzer ortamlarda sürdürülmesi gereken noktaya gelindi. Bu alanda çalışan ve çok önemli ama genel bir astrolojik konferans için çok teknik veya ezoterik (kelimenin orijinal anlamıyla) çalışmaları raporlayan profesyoneller arasında konferanslar düzenlenmektedir. Örneğin, kesinlikle yalnızca uzmanlarının ilgi duyacağı, Ortaçağ Birincil İlerletme Tekniklerinin (Medieval Primary Directions’un) çeşitli tarzları, kökenleri, önemleri, uygulamaları ve bunun gibi konularımız var.
Frakettiğim bir şey hakkında bir fikir vermek için, Maşallah'ın ya da ona atfedilen eserin iki kişiye ait olduğuna inanıyorum, çünkü iki farklı astroloji çeşidi var, ama henüz bunu nasıl titizlikle belgeleyebileceğimi çözemedim. Bu, AA konferansında bile çok büyük kalabalığı çekecek bir konu değildir ve AA konferansları, diğer birçok konferansa kıyasla daha sofistikedir.
Alternatif? Eskiden çalıştığım şirket olan Astrolabe'de duvarda, cömertçe donatılmış, portatif bir kadının yüzünde çok sert ve şiddetli bir ifadeyle bir kürsü arkasında duran ve şunu söyleyen bir karikatür vardı: "Astroloji, Akademi'de kendine uygun bir yer bulana kadar dinlenmeyeceğiz.” ve arkasındaki duvardaki bir afişte "Önümüzdeki Hafta: Astroloji ve Evcil Hayvanınız” yazıyordu.
Şimdi, bunun yanlış bir yanı yok, ancak bunlar astrolojinin iki farklı yönü. Astrolojinin "Astroloji ve Evcil Hayvanınız" yönü oldukça uzun süredir devam ediyor ve bundan vazgeçilmesi gerektiğini söylemiyorum. Şu anda lisansüstü okulumun dördüncü yılındayım, bu nedenle Akademi'de astrolojinin ilerleyen evrimi için iyi ve faydalı olan şeyleri anlamaya başladım. Çoğunlukla buna sahip değiliz, ama oraya varıyoruz. Dolayısıyla bu akademikleşme, eğer bir kelime söyleyebiliyorsam, astrolojiyi daha akademik yapmamız son derece önemli bir adımdır.
Bu noktada, bu süreç hakkında çok önemli bir şeyi ifade etmek zorundayım. Astrolojiyi saygın yapmaya çalışmıyoruz. Astrolojiyi, kendi içsel faaliyetlerini toparlamaya zorlamaya çalışıyoruz. Bu aynı şey değildir. Akademisyenleri akademide ikna edeceğimizi söylediğimiz için ikna etmeyeceğiz. Hatta akademi ile herhangi bir zamanda entegre olup olamayacağımız bile belli değil. Önemli değil. Bu, bizim içindir, bizim saygınlığımız için değil, sanatımızın etkinliği içindir. Bunları yaparsak daha etkili oluruz. Kitap şeklinde veya online ulaşılabilen, uluslararası astrolojik metinlerin bulunacağı kütüphanelere ihtiyacımız var. Rafımızda çürüyüp giden tüm o eski astrolojik dergileri bulmalı, taramalı ve araştırmacılara sunabilmeliyiz.
Kaçınız bunun farkında bilmiyorum, ancak internette "Early English Books Online" adlı bir şey var. Bugüne gelebilen ve 1700'den önce İngiltere'de basılan her kitap bu veri tabanındadır. İstediğiniz gibi onları okuyabilir veya indirebilirsiniz. Astrolojide aynen buna ihtiyacımız var. Tüm bu dergilere, eski metinlere, araştırmacıların ulaşabileceği her şeye ihtiyaç duyuyoruz. Şu an büyük bir astrolojik bilgi, kaybolma eşiğindedir. 20. yüzyılda olanları belgeleyen modern araştırmacılara ihtiyaç duyuyoruz. Kim ne dedi, ne demek istedi, bunların fikirlerini anlatmamız, hayatlarından konuşmamız, hepsini korumamız gerekiyor. İronik olarak, astrolojinin tarihinin en büyük kaybolma tehlikesi altında bulunan tek parçası 20. yüzyıl astrolojisinin tarihidir. Tam olarak unutulmanın eşiğindedir. Bu nedenle, akademiye yönelik artan bu hareketi, saygıdeğer olmak için değil, kendi kullanımımız için gerekli kılmamızın nedeni de budur.
İşte kilit nokta: post-modern astrolojiyi oluşturmakta, astrolojimizin (tarihsel anlamda önceki astrolojilerle birlikte) tamamen devamlılığını sağlayabildiğimiz dereceye kadar başarılı olacağız. Bu onların bütün tekniklerini, unsurlarını kullandığımız anlamına gelmez, ama bir noktada geleneğimizi tamamen restore edilmiş ve sürekli bir gelenek olarak nitelendirebileceğimiz anlamına gelir. Post-modern astroloji sadece William Lilly'ye, Bonatti'ye veya Vettius Valens'e, Vahara Mihira'ya veya seçebileceğiniz herhangi bir kişiye geri dönmeyecektir. Ancak onlar orada olur, eserleri bilinir, değerlendirilir ve uygun olduğunda kullanılır. Ve uygunluk modern ihtiyaçlar -afedersiniz- post-modern ihtiyaçlar bağlamında belirlenir.
Şimdi, – astrolojik anlamda konuşmak gerekirse– teknik olarak değiştirmek isteyebileceğim şeylerin uzunca bir listesini yapabilirim, ama dün yaptığı konuşmada genelde anlaşıldığı şekilde teknik geliştirmenin, bizim burada yapmaya çalıştığımız şey olmadığını söyleyen Geoffrey Cornelius'a katılmak zorundayım. Kimyada, örneğin, bilinmeyen bir maddenin analizinde yanlış tekniği kullanırsanız, maddenin ne olduğunu bulamazsınız. Kimyadaki teknik, belirli bir sonuca ulaşmak için tasarlanmış, kesinlikle gerekli prosedürler dizisidir. Ancak astrolojideki teknik, aslında dilin ifadesidir; sadece bir dizi ya da uygun prosedürler değildir.
Size somut bir örnek vereyim. Ptolemy’den etkilenmiş herhangi bir geleneksel astroloji kitabı alırsanız, bunun cevaplandırılması gerekli bir takım sorular soduğunu görürsünüz. Doğum haritası yaşar mı? Yani, bu doğum haritasıyla doğmuş varlık yaşayacak mı? Ebeveynlerin zenginliği ve rütbesi/konumu nedir? Peki ya kardeşler? Peki ya para, kariyer, çocuklar? İşte bunların hepsi, Ptolemik sorular olarak atıfta bulunduğum standart bir kümeyi oluşturuyor.
Bu Ptolemik sorular, soruların cevaplanması için çok kesin teknikler kullanmaktadır. Ancak buradaki mesele bu tekniklerin “doğru” olup olmadığı değil, bu tekniklerin açık bir dil ile ifade edilip edilmediğidir. Bu sorulardan bazılarını sormayı seçmeyiz, örneğin, muhtemelen birinin ölümünün doğası ve şekli hakkında çok fazla şey söylememeye devam edeceğiz. Ancak, belki şu konuda biraz daha açık konuşabiliriz: bunlar yaşamın dikkat etmeniz gereken tehlikeli alanları ve belki bu zamanlarda, bu konularda daha dikkatli olmalısınız. Ancak astrolojide bu ve benzeri şeyler hakkında bir şeyi kendime gösterdim. Bunlar, felsefi terimiyle, şarta bağlıdır. Ölüm anınız, artık değiştirilemeyen koşullar nedeniyle kısa sürede meydana gelebilecek olmadıkça henüz yazılmamıştır. Ölebilme ihtimalimizin olduğu birden çok sayıda zaman olabilir. Ama eski zamanlarda şimdi engellenebilecek şeyler önlenemezdi. Dolayısıyla, ölüm zamanları veya her neyse bunlara bakmayız, tehlikeli olabilecek zamanları ararız. Fakat burada sorun, bir soruyu cevaplamak için ne yapıyoruz ve bu sorunun cevabı, doğru veya yanlış olup olmadığını söyleyebileceğimiz kadar, yeterince açık mı?
Kadere karşı Özgür İrade
Kader mi, özgür irade mi şeklinde harika bir problemimiz var. Aslında, ben kısaca özetleyeceğim üzere, bu konuda bir cevaba vardım. Cevabı, Hermes'in, adı çoğu zaman farklı alfabelerle yazılan, müridi Tat ile konuştuğu Corpus Hermeticum'un Stobaeus bölümlerinden birinde buldum. Tat sorar: "Bana kader, ilahi takdir ve gereklilik nedir, yeniden söyleyin". Ve Hermes, ikincil açıklamaların çoğundan sonra "Kader bedenle ilgilidir. Gereklilik zihnin yalnızca bedenle çalışabilen kısmıyla ve ilahi takdir tamamen bilinçli zihin ile ilgilidir.”
Bu açıklamada açıkça belirttikleri şey, kader diye bir şeyin olmadığıdır. Belli bir türün maddi varlıkları olduğumuz için bir kader vardır. Ne kadar çok uğraşırsanız uğraşın, özgür iradenin (herhangi bir miktarı) bu yaşam zamanında sizi bir köpek veya bir kediye dönüştüremez. Bir ihtimal, belli tip bir meditasyoncu değilseniz, uçaksız uçamazsınız, bir kapı olmadan duvarları geçemezsiniz, bir pencere olmadan duvarların ötesini göremezsiniz, doğal yasayla sınırlandırılmışsınızdır. Eski Yunan felsefesindeki kaderin temel anlamı budur. Fiziksel yasadır.
Sonra kaderin gereklilik olarak adlandırılan ve gafletten kaynaklanan, gerçekten büyük bir kısmı vardır. Kendimizi basitçe başka bir alternatifi düşünemeyeceğimiz durumlara sokarız, çünkü hepimiz ne olup ne olmaması gerektiği konusunda düşüncelere sahibiz ve bunlar bizi belirleyen geçmiş kararlarımızın ve mevcut aptallıklarımızın sonuçlarıdır. Kaderimizin çoğunluğu bundan oluşur. Gezegenlerle hiçbir ilgisi yok!
Ve son olarak, ilahi takdir olarak adlandırılan, kesinlikle geri alınamaz olan bir başka kader vardır. Olduğun kişi olmaktan başka seçimin yok. Seçimin, mümkün olan en yüksek seviyede olduğun kişi olmak veya olmamaktır. Ve şunu söyleyecek kadar ileri gideceğim: gerçekten kim olduğunuz, şu an kim olduğunuzdan önce vardır ve sizi kendine doğru çeker ve bu çekim kaçınılmazdır. Sizin oraya ulaşmanız,tamamen gerçekleşmiş bir varlık olmanız, kaçınılmaz değildir. Koşullar, kazalar ve elbette her zamanki aptallık ya da bilinçsizlik –nasıl istersen öyle tabir edebilirsin– değişen derecelerde bizi mükemmel şekilde kendimizi gerçekleştirebilmekten alıkoyar. Fakat bizim herhangi bir zamanda kendimizi tamamıyla gerçekleştirebilip gerçekleştiremeyeceğimiz yıldızlarda yazmaz. Yıldızlarda yazan, bunun nasıl yapılacağıdır –eğer haritayı bu açıdan okuyabilirsek.
Bu, 20. yüz yılın bize öğrettiği şeylerden biridir, ancak 20. yüz yıl bunun nasıl yapılacağı konusunda biraz zayıf kalmıştır. Diğer taraftan, Yunan ve Ortaçağ astrolojisinde, bunun nasıl yapılabileceğini, haritadan nasıl okunabileceğini gösteren teknikler buldum. Post-modern astroloji, kaderci bir şekilde geleceğin öngörülmesine yönelik bir astroloji olmayacaktır. O, astrolojinin tüm geri kalanını kapsayan, aydınlanmanın, kendi kendini gerçekleştirmenin ve bilinçliliğin astrolojisi olacaktır.
Biz değerlendirir, yargılar ve bütünleştiririz. Ben bunun geldiğini görüyorum.
Çok teşekkür ederim.
(c) Robert Hand 2005
Türkçesi: Pınar Uyar/Astroloji Dergisi

5 Aralık 2017 Salı

TUTULMA BURCU BAŞAK OLANLAR İÇİN 2018 YORUMU:


2018 yılı boyunca Evren’in sizden hangi alanlarda neler beklediğine dair yazdıklarım dilerim bir yılınızı hakkı ile yaşamanıza aracı olur ve yeni yılınız size evrenin istedikleri ile aynı yerde buluşacak azim, irade ve farkındalıkla gelir.

Şansın, bolluğun ve ilahi korumanın gezegeni JÜPİTER, yeni yıldan kısa bir süre önce girdiği Akrep Burcu ile size, kısa yolculukların biletlerini kesebilir. İletişim konularında güçleneceğiniz ve merak duygunuzun sizi yeni alanlara doğru çekeceği bir sürenin ardından yılın son aylarında ( 8 Kasım 2018’den sonra ) burç değiştirerek köklerinizle bağlarınızın güçlenmesine, sizlerin derin benliklerinizle ilişkinizin güçlenmesine neden olabilir.
20 Aralık 2017’den itibaren Satürn Oğlak Burcu’nda kalacak. Romantik ilişkiler, çocuk ve yaratıcılık konularında gerçeklerin duvarı ile karşı karşıya kalacağınız 2,5 yıllık bir dönem sizi bekliyor. Ayakları yere sağlam basan, çaba sarfedilmiş ve emek verilmiş olan işlerinizden kalıcı bir sonuç almanız mümkün. 1984 -1998 yılları arasında doğan ve tutulması Başak olan tüm arkadaşlarımızın hayallerinin gerçeklerle yüz yüze geleceği bir süreç var. Bu süreç içerisinde esnek planlar ve kararlılık sizler için önemli olacaktır.
Tutulma Burcu Başak olan olanlar için Merkür’ün Başak ziyareti;
6 -22 Eylül 2018 tarihleri arasında yönetici gezegeniniz Merkür tutulma burcunuzu ziyaret edecek. Tutulma Burcu’nuzu ziyaretin önemi büyük. Bu tarihler arasında Evren, yeni hedefler ve planlar konusunda netleşmenizi ister. Şanslı dönemlerinizden biri olan bu süreç, sizin iletişim becerinizi yeniden yapılandırarak bir üst oktava taşımanıza neden olabilir.
13 Haziran günü İstanbul saati ile 22.43’te gerçekleşecek olan İkizler yeni ayı iş ve kariyer açısından yeni başlangıçlar için uygun bir zaman dilimidir. Bu süre içinde BOL KAZANÇlı bir iş için ön hazırlıklarınızı tamamlamanız yerinde olur. Astroloji zamanın kalitesini sunar, önceden bilmek ise sizi sürece hazırlar.
Hayatınızın herhangi bir alanında girişimde bulunmak ve hamleler yapabilmek için köklerinizden gelen güçleri fark edebilirsiniz. Güçlü dönüşümler konusunda buradan alacağınız destek, sırasıyla yaratıcı alanlarınızı aktive etmenize, bu yaratıcılığı toplum önünde sunmaya ve ikili ilişkileriniz aracılığı ile açığa çıkarmanızı isteyen evren, bu konuda da tutulma burcunuza destekl
Mars gezegeni hangi burçları ziyaret edecekse ve o burçlar tutulma burcuna göre ( ön şart önceden plan yapmak dolayısı ile danışmanlık almak) hangi evlere düşüyor ona bakacağım.
Yıl boyu Akrep, Yay, Oğlak, Kova ve Balık burçlarını ziyaret edecek olan Mars sizin 4. Evinizden başlayarak 7.evinize kadar etki almanıza neden olacak. Ön şart olarak önceden hazırlıklı olmaktır. 2018, derin benliğiniz, kökleriniz, yaratıcılığınız, toplum önündeki hizmetiniz, ikili ilişkiler ve ortaklıklarınız konularında harekete geçeceksiniz. Bu hareket, sizi yeniye doğru dönüştürecek bir yola doğru olmalı. 15 Ağustos ve 15 Eylül arasında Mars’ın geçmişten kalan borçları kapatmak için 5.ev konularında size bir avansı olacak. Eski konuları tamamlamak
Kuzey Ay Düğümü 12 – Güney Ay Düğümü 6. Evinizde olacak. Geçmişten bugüne gelen topluma hizmet konusundaki kalıplaşmış inançlarınızı değiştirerek kendinizi tırtıllıktan kelebek olmaya doğru koza içinde hazırlayacağınız bir yıl. Kalıpları, inançları, eski bildiklerinizi unutturmak ve yeniyi kabul etmek için gelen sinyalleri fark etmek önemli.
Neptün gezegeni karşıt burcunuz olan Balık’ta ve sizin 7.evinizde ortaklık ve ikili ilişkiler konusunda netlik kazanmanıza yardımcı oluyor. Vizyonunuz, hayalleriniz ve umutlarınız iyi yönetmeniz gereken bir konu olarak gündemizde duruyor.
Uranüs Mayıs 2018’de 9.evinize geçecek. Kısa bir süre 8.evinize dönerek son bir şans verecek sizin bu alandaki işlerinizi tamamlamanız için ve geri kalan 7 yıl 9.evinizde olacak. Üst düzey bilgiye ulaşmak, yabancı kültürleri tanıyarak vizyonunuzu geliştirmek konusunda yeni bir dönem başlıyor.
31.01.2018 ‘de 12. Evinizde bir AY TUTULMASI yaşanacaktır. Duygularınızda bir dönüşüm yaşatacak olan bu dolunay, kendinizi aşmanız konusunda şartları olgunlaştırabilir.
15.2.2018’de 6.Evinizde GÜNEŞ TUTULMASI olacak ve sizin için yeni kararlar alacağınız 6 aylık bir dönemi başlatacaktır.
13.7.2018’de 11.Evinizde yaşayacağınız GÜNEŞ TUTULMASI yeni umutlarınızı tazeleyebilir. Sosyal çevrenizde yeni bir dönemin başlayacağı bu tutulma sizin hayallerinizi gerçeğe taşıma potansiyeli taşıyor.
27.7.2018’de bu sefer 6.evinizde bir AY TUTULMASI yaşayacaksınız. 15 Şubat’taki Güneş Tutulması ile ekeceğiniz tohumların meyve vereceği bir dönem. Hasat için ön şart tohum ekmek ve onun büyümesi için emek vermektir.
11.8.2018’de 12.evinizde yılın son GÜNEŞ TUTULMASI yaşanacak. Artık siz, bu tutulma ile beraber yeni olandan yana tavır alma konusunda adeta itekleneceksiniz. Derin bilinçaltınızdaki eskiye tutunma konusunda var olan dirençleri kırmak için Evren sizden, desteğini esirgemiyor. Ancak istemiş olduğu yenilenme konusunda organize olmanız gerekmektedir.
Bence, bu yeni yıl Tutulması Başak Burcu’nda olanlar için tam anlamı ile bir kabuk değiştirme dönemi. Yıl boyu kozada kalsanız bile kelebeğe dönüşmenizi kaçınılmaz kılmak için destekleyici tutulmaları iyi değerlendirin. Plan yapın, karar alın ve harekete geçin. 2017 ve 2019’da aynı düşüncelerde, aynı duygularda ve aynı korkularda olan yani diğer bir deyişle yerinde sayan BAŞAK burcu tutulması olanlar, kayıptadırlar. Bu kaybın telafisi düşündüğünüzden daha yorucu olabilir.

21 Kasım 2017 Salı

Son Selam - Satürn Yay




18 Aralık 2017 tarihinde İstanbul saatine göre 16.10'da Yay Burcu'nda Ay ve Satürn kavuşum yaşayacaklar.

29.48 derece Yay Burcu'nda gerçekleşecek olan bu kavuşum sırasında Ay Merkür, Venüs ve Güneş'ten aldığı ışıkları Satürn'e teslim edecek.
Duygularımızda ve bilinç altımızda gerçekçi bir çerçeve çizilebilir. Bu çerçeve, farklı kültürleri araştırma, felsefe ve ruhsallık konularında heves ve coşkumuzu somutlaştırabilir.

İkili ilişkilerimizde, ortaklıklarımızda, yaşadığımız ikilemlerde alternatifler üretebilen, daha geniş vizyona sahip bir bakış açısı hakim olabilir.

Bu kavuşumun bir sonraki tekrarı 23 Ocak 2047 yılında yaşanacak.

https://www.youtube.com/watch?v=v6Rb34aI1Mo

18 Kasım 2017 Cumartesi

15 Sayısının Gizemi



Saygıdeğer Hocam Ahmet Doğaner ile 15 Kasım 2017 tarihinde astroloji üzerine sohbet ederken B.Brady'nin The Eagle and Lark kitabındaki büyük döngülere geldi söz.
Neptün ve Plüton, 492 yılda bir kavuşarak bizim sistemimizin en büyük döngüsünü meydana getirmekte olduğunu öğrenince ulaşabildiğim kavuşum tarihlerini inceledim. Bizim konuşmamız bir önceki kavuşumunun tam 492. yıl dönümüne denk gelmekteydi. Bu Evrende tesadüfün olmadığını bir kez daha anımsattı.
Konu ile ilgili ulaşabildiğim tarihler aşağıdaki gibidir;
-15 Nisan 412 tarihinde 22 derece Boğa Burcu'nda
-15 Mart 906 tarihinde 28 derece Boğa Burcu'nda
-15 Kasım 1398 tarihinde 3 derece İkizler Burcu'nda
-15 Kasım 1891 tarihinde 8 derece İkizler Burcu'nda kavuşmuşlardır.
-15 Aralık 2384 tarihinde 11 derece İkizler Burcu'nda,
-15 Aralık 2878 tarihinde 16 derece İkizler Burcu'nda
-15 Aralık 3370 tarihinde 18 derece İkizler Burcu'nda
-15 Aralık 4354 tarihinde 21 derece İkizler Burcu'nda
kavuşum yaşayacaklardır. Ünlü Kahin Baba Vanga'nın 3797 tarihinde Dünya'nın sonunun geleceğine dair kehaneti tutar mı şimdiden bilmek mümkün değil.
Ancak uzman programdan görebildiğimiz kadarı ile 5339 tarihindeki 29 derece İkizler Burcundaki kavuşumları itibarı ile 15 ler yerini 24'e bırakmaktadır. ( 24.08.5339 ) Bundan sonrasını görmemize Solar Fire imkan vermemektedir.
*15, ilk 5 tam sayının toplamı ( 1+2+3+4+5 ), 2 kutsal sayının sonucu ( 3x5 ) olduğu için, önemli bir matematiksel ve dinsel anlama da sahiptir.
**1: Birlik, yaratıcılık, ilahi olan, göksel, tam ve
sabit
5:İnsan, özgürleşme, değişim,
yenilenme, kıyameti sembolize etmektedir.
15 ler değişimin başlangıcı ise büyük döngülerin kavuşumla bir ilgisi olabilir mi? Bizim bu konuyu tam yıl dönümünde konuşmamız tesadüf ile açıklanabilir mi?
Araştırmalarımı bu sayfadan yayınlamaya devam edeceğim.
*Annemarie Schimmel - Sayıların Gizemi
**:Meltem Güner - Sırlar Bohçası

25 MART AY TUTULMASI BURÇLARA ETKİSİ

  Koç   Bu Ay Tutulması, ilişkilerinde yeni bir sayfa açma, EMPATİ duygunu geliştirerek daha derin bağlar kurma fırsatı sunabilir…   Ay Tutu...