28 günlük hasretin ardından ikilimiz Ay ve Güneş bir sohbetlik buluşma ayarlamışlar.
Kahve için randevulaştıkları mekanın adı ''Huzur Cafe'' imiş. Ancak yan masalarda onların parlak ışıklarını içine sindiremeyen, buluşmalarını uzaktan uzağa gözetleyen, konuşmalara kulak misafiri olup, her dediklerini farklı yoran kem gözler varmış.
İkilimiz, yaptıkları sohbetin güzelliğini içselleştire dursunlar, güzeller güzeli Venüs bir süredir kendisini zorlayan Satürn ile çekişmelerinin tüm zorluğunu düşünüp iç geçirirmiş. Bir güzel sohbete nicedir hasret oluşu, içten içe hasete dönüşmüş. Günlerdir aynı konuyu konuştuğu Chiron 'yüzündeki sivilce'den bahsederek içten içe şifalandırmayı amaçlarken, yaydan miras aldığı patavatsızlığı tutmuş çünkü . Şifa alacağına yaralanan Venüs bir de Satürn'den darbe alınca artık ortalarda 'neden ben?' şarkısını söylerek gezer olmuş.
Retroda olan Merkür ile Uranüs'ün kavuşumu nedeni ile az kalsın gidip huzuru bozacak kadar atmış tepesi.Tam gidip ' siz bana mı gülüyorsunuz?' diye atarlanacakken ağır abileri görüp koltuğuna sinmiş.
Jüpiter ve Plüto retro hallerine bakmayıp bir de kendi içlerindeki çatışmanın verdiği sevimsiz bir ifade ile gözlerini kısarak bakıyorlarmış etrafa. Ve işte tüm atmosfer altında dahi vazifesi umudunu ve huzurunu büyütmek olan insanoğlu toprak ananın koynundan çıkaracağı iki yeşil yaprağın heyecanı ile olan biten izliyormuş.
Sonunda her şeye rağmen binlerce yıldır aynı yerden doğan ve aynı yerden batan Güneş tüm bu olanlara babacan bir tavırla gülümsemiş. Bu ailenin hayırsız evlatlarını bile bağrına basan Münir Özkul halleri Yeşilçam'ın sonu mutlu biten filmlerinin heyecan dalgasını gönüllere nakşetmiş.
'Kaderin Değişimi Niyetin Gücü Ölçüsündedir. '
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder